Kasım 17, 2008

FLaSHBaCK oF mY Life...


Uzun zamandan sonra ilk defa

ne yazacağımı bilmeden başladım yazmaya...

Bir şarap kadehini usulca kavradım senin ellerini tutmaya çekinen ellerimle... Ne kadar tanıdık ve ne kadar yabancıydı soğukluğun tadı... Ne yapacağımı bilemeden baktım gözlerine... Oysa ne kadar özlemiştim bana bakışlarını... Ne çok şey kaçırdık biz seninle...

Dakikalar geçmeye başlayınca saat daha bir hızlı vurmaya başladı sanki saniyelere... Seni uğurladığım o gün geldi gözlerimin önüne... Sustum... Kalbimin o günkü haykırışına karşılık ben sustum... Kara pencerelerin ardına gizledim gözlerimi... Yağmura sığınmak istedim... Yağmadı kahrolasıca...

Ne git diyebildim ne de kal... Uyandığımda; ilk olarak yüzünü görebilmek nasıl bir şey hiç bilemeyecektim... O yüzden devamlı baktım ya sana... Ya kokun nasıl bir şeydi? Unutmuş muyumdur? Unutmadığımı farkettim sevindim... Bilmeli miydin? Bilmemeli mi?.. Karıştırdım yine...

Hiç silemediğim sahnelerin baş kahramanı... Düşünmemeye çalıştığım; görmezden gelmeye uğraştığım... Satır aralarında adını aradığım... Dizelerde bulurum diye devamlı dinlediğim bir şarkı gibi...

Bir Varmış Bir Yokmuş gibi... Bitmeyen bir masalın 2 oyuncusuyuz... Ne sen ölüp ayrılabilirsin bu oyundan... Ne de ben yaşayarak kurtulabilirim senden... Duyduğum en güzel acı bu...

Hayal etmekten vazgeçeli çok olmuştu oysa ki... Gerçeği bilsem de bir; bilmesem de... Dudaktan dökülen tek bir kelime gibi... Kimseye söyleyemediğim... Söylersem ihanet edeceğimi bildiğim tek bir kelime... Sen bil yeter...

Hiç yorum yok: